Menü

İntravenöz Vitamin C'nin Faydaları

İntravenöz vitamin C, son yıllarda popülerlik kazanan bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. C vitamini, vücudumuz için hayati öneme sahip olan bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine, hücre yenilenmesine ve dokuların iyileşmesine yardımcı olur. İntravenöz vitamin C tedavisi, C vitamini takviyesini doğrudan damar yoluyla vücuda vererek daha etkili bir şekilde emilimini sağlar. Bu tedavi yönteminin birçok faydası bulunmaktadır.

İlk olarak, intravenöz vitamin C'nin kanser tedavisinde potansiyel faydaları vardır. Yapılan bazı araştırmalar, yüksek dozda C vitamini infüzyonunun kanser hücrelerine zarar vererek tümör büyümesini engelleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca, intravenöz C vitamini tedavisi, kemoterapiye bağlı yan etkilerin azaltılmasına yardımcı olabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir.

İkinci olarak, intravenöz C vitamini tedavisi bağışıklık sistemini destekler. C vitamini, antioksidan özellikleri sayesinde serbest radikallerle savaşır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Intravenöz yolla verilen yüksek dozda C vitamini, vücudun enfeksiyonlarla mücadele etmesine yardımcı olabilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilir.

Son olarak, intravenöz C vitamini tedavisi anti-aging (yaşlanma karşıtı) özelliklere sahiptir. C vitamini, kolajen üretimini teşvik eder ve cilt sağlığını destekler. Yüksek dozda C vitamini infüzyonu, cildin elastikiyetini artırabilir, kırışıklıkları azaltabilir ve genel olarak cildin daha genç görünmesini sağlayabilir.

Sonuç olarak, intravenöz vitamin C tedavisi birçok fayda sunmaktadır. Kanser tedavisinde potansiyel etkileri, bağışlık sistemini desteklemesi ve kollejen üretimi ile kemik sağlığı üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle giderek daha da popüler olan bir uygulama haline gelmiştir.


İntravenöz Vitamin C'nin Faydaları

Glutatyon Tedavisi

1. Glutatyon, vücuttaki en önemli antioksidanlardan biridir ve birçok sağlık faydası sağlar. Birçok araştırma, glutatyonun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hastalıklara karşı koruyucu etkileri olduğunu göstermektedir. Glutatyon, hücrelerin oksidatif strese karşı korunmasına yardımcı olur ve serbest radikallerin zararlı etkilerini nötralize eder. Ayrıca, glutatyonun detoksifikasyon süreçlerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir, bu da vücudun toksinlerden arınmasını destekler. Glutatyon tedavisi, bağışıklık sistemi fonksiyonunu artırarak ve vücudun genel sağlığını iyileştirerek birçok hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir.

2. Glutatyon tedavisi, yaşlanma sürecini yavaşlatma potansiyeline sahiptir. Yaşlanma, serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresin bir sonucudur. Oksidatif stres, hücrelerin ve DNA'nın hasar görmesine ve yaşlanma sürecinin hızlanmasına neden olur. Glutatyon, serbest radikallerle savaşarak ve oksidatif stresi azaltarak yaşlanma sürecini yavaşlatabilir. Buna şöyle örnek verebiliriz yaşam fonksiyonlarını yapan hücreler zamanla oksitlenir yani paslanır vücutta bu paslanmaya karşı en önemli mekanizmada glutatyon sentezidir, yaşlanmayı hücre paslanması olarak düşünürsek glutatyonu en önemli pas sökücü olarak görebiliriz nitekim glutatyonun anti-aging etkileri üzerine yapılan çalışmalar, cilt sağlığını iyileştirdiğini, yaşlanma belirtilerini azalttığını ve ciltteki lekelerin görünümünü azalttığını göstermektedir. Özellikle Avrupada güzellik merkezlerinde cilt beyazlatmada sıkça kullanılan bir üründür. Bu nedenle, glutatyon tedavisi genç ve sağlıklı bir görünüm elde etmek isteyenler için popüler bir seçenektir. 

3. Glutatyon tedavisi, kronik hastalıkların tedavisinde de etkili olabilir. Kronik hastalıklar genellikle oksidatif stresin ve inflamasyonun bir sonucu olarak ortaya çıkar. Glutatyon, hem oksidatif stresi azaltarak hem de inflamasyonu baskılayarak kronik hastalıkların semptomlarını hafifletebilir. Örneğin, glutatyon tedavisi, astım, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, Parkinson hastalığı ve Alzheimer gibi rahatsızlıkların tedavisinde potansiyel olarak faydalı olabilir. Ayrıca, glutatyonun karaciğer sağlığını koruduğu ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde yardımcı olduğu da gösterilmiştir, ilaç zehirlenmelerinde acil servis ve yoğun bakımlarda uygulanan tedavilerin ana bileşeni olan NAC ( N-Asetil Sistein) vücutta selenyumla birleşerek glutatyon oluşturur bu mekanizma karaciğer hasarına neden olan durumlar, kronik alkol kullnamı ve kronik karaciğer hasarından korunma ve bu durumların tedavisinde faydalı bir destek tedavisi seçeneği olabilir. Bu nedenle, glutatyon tedavisi, kronik hastalığı olan kişiler için umut vaat eden bir seçenek olabilir.


Kaynaklar:

1. Meister, A., & Anderson, M. E. (1983). Glutathione. Annual review of biochemistry, 52(1), 711-760.

2. Witschi, A., Reddy, S., Stofer, B., & Lauterburg, B. H. (1992). The systemic availability of oral glutathione. European journal of clinical pharmacology, 43(6), 667-669.

3. Bounous, G., & Molson, J. H. (1999). Competition for glutathione precursors between the immune system and the skeletal muscle: pathogenesis of chronic fatigue syndrome. Medical hypotheses, 53(4), 347-349.


Glutatyon Tedavisi

Myers Kokteyli

Myers Kokteyli, vitamin ve mineral içeriği yüksek olan bir intravenöz tedavi yöntemidir. Dr. John Myers tarafından geliştirilen bu tedavi, vücudun sağlıklı işleyişi için gerekli olan temel besin maddelerini doğrudan kana vererek genel bir iyilik hali sağlar. Myers Kokteyli, özellikle besin emilimi sorunları olan bireylerde veya vitamin eksikliği olan kişilerde tercih edilen bir tedavi seçeneğidir.

İlk olarak, Myers Kokteyli, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. İçerdiği C vitamini, B vitaminleri, magnezyum, kalsiyum ve diğer mineraller, bağışıklık sisteminin etkinliğini artırır. Araştırmalar, C vitamini ve B vitaminlerinin, bağışıklık hücrelerinin işlevini destekleyerek enfeksiyonlara karşı koruma sağladığını göstermektedir. Myers Kokteyli'nin bağışıklık sistemini güçlendirmesi, hastalıklara karşı direncin artmasına ve iyileşme sürecinin hızlanmasına katkıda bulunur.

İkinci olarak, Myers Kokteyli, enerji seviyelerini artırır. İçeriğinde bulunan B vitaminleri, enerji üretim süreçlerinde önemli rol oynar. Özellikle B12 vitamini, hücrelerin enerji üretiminde kullanılan temel bir bileşendir. Myers Kokteyli, vücuda direkt olarak B vitaminleri sağlayarak, enerji üretimindeki eksiklikleri giderir ve kişinin enerji seviyelerini artırır. Bu da genel bir canlılık ve zindelik hissi sağlar.

Son olarak, Myers Kokteyli, stresle başa çıkmaya yardımcı olur. İçeriğindeki magnezyum, stres hormonlarının düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Magnezyum eksikliği, stres, anksiyete ve uyku sorunları gibi durumları tetikleyebilir. Myers Kokteyli, magnezyum desteği sağlayarak sinir sistemini rahatlatır ve stresle mücadeleyi kolaylaştırır. Bu sayede kişi, daha sakin ve dengeli bir ruh hali elde eder.

Kaynaklar:

1. Marik, P. E. (2014). Intravenous vitamin C in the treatment of sepsis: an absurd pathway from bench to bedside. CHEST Journal, 146(4), 1040-1042.

2. Carr, A. C., & Maggini, S. (2017). Vitamin C and immune function. Nutrients, 9(11), 1211.

3. Gaby, A. R. (2002). Intravenous nutrient therapy: the "Myers' cocktail". Alternative Medicine Review, 7(5), 389-403.


Myers Kokteyli

OZON TERAPİLER

Ozon tedavisi, ozon gazının çeşitli şekillerde vücuda iletilmesidir. Uzman hekimler tarafından doğru yöntem ve takiple verildiğinde hastalıklarla mücadele ve koruyucu sağlık uygulamalarında çok yardımcı bir alternatif şifa yöntemidir. 

Araştırmalara göre, vücut sıvılarınız ozonla temas ettiğinde daha fazla kırmızı kan hücresi ve protein oluşturur. Sonuç olarak, vücuttaki oksijen tedarikini artırır.

Ozon terapi tedavileri başta enfeksiyon olmak üzere birçok sağlık sorununa karşı çok güçlü bir destekçidir. Pek çok farklı yöntemle çok geniş bir hastalık ağında kullanılabilir. Her biri için farklı etkileri ve destekleri vardır. 

Bunun için Ozon Tedavisi kapsamına biraz daha detaylı bakalım.

KİMLER İÇİN UYGUNDUR?

Kişinin uygunluğu için uzman doktorun detaylı bir hasta öyküsü alması gerekir. Hastanın durumu, rahatsızlıklarının tetkikleri, hayat tarzının uygun olup olmaması gibi konular detaylı analiz edildikten sonra hekim kararıyla durum netleşir.  Hastanın modern tıbba destek olarak bu tedaviden fayda göreceğine karar verilirse ozon terapileri başlatılabilir. Uygulama alanları çok geniştir. Bunun yanı sıra özellikle hamile ve yeni doğum yapanlar için hekim gözetimi ve kararı çok daha detaylı inceleme sonucu karar verilmelidir. 

Ozon, birçok hastalığın tedavisinde iyi bir yöntemdir. Bu noktada en sık uygulama yapılan hastalıkları aşağıdaki şekilde belirtebiliriz. 

  • Romatoid artrit, astım, kronik yorgunluk, fibromiyalji hastalıklarında semptomlarda iyileşme ve tedavi
  • HIV ve SARS gibi viral hastalıklarla mücadele etmek
  • Yaraların dezenfekte edilmesi
  • Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi
  • Tekrarlayan enfeksiyon hastalıkları
  • Diş eti sorunları
  • Otoimmün sorunlar
  • Kulak enfeksiyonları
  • Vücudun kendini arındırması/detox
  • Kanser tedavisi destek
  • Makula dejenerasyonu
  • KBB sorunları
  • Koah gibi rahatsızlıklar
  • Kemik ağrıları
  • Göz sorunları
  • Yara iyileştirilmesi
  • Vertigo
  • Böbrek problemleri
  • Sindirim sorunları
  • Bakteriyel ve viral hastalıklar
  • Mantar sorunları

OZON TEDAVİSİ NASIL UYGULANIR?

Ozon terapilerde uygulama türü hastanın yaşam şekline, yaşadığı sorunlara göre değişiklik gösterir. Yöntem uzman hekim tarafından belirlenecektir. 

Genel uygulamada tedavi sırasında hastadan kan alınır; ozonlanır; ozonlanmış kan, intravenöz infüzyon yoluyla hastanın kan dolaşımına yeniden verilir. Bu yöntem en sık uygulanandır. Bu uygulamanın dışında da farklı yöntemler vardır. Örneğin ozonlanmış serumun hastaya enjekte edilmesi, kaslara enjeksiyon, cilt yüzeyi uygulamaları, ozon terapi cihazı kullanılarak kulaklar, rektum ve vajinal yollara ozon gazı verilmesi (üflenmesi) şeklinde uygulamalar gerçekleştirilir. 

UYGULAMA ADIMLARI:

IV ozon tedavisinde işlem öncesinde genellikle bol su içmeniz gerekir. Böylece vücudunuz yeterince sıvı alır ya da serum ozonla bu sağlanabilir. Ozonun dönüşünde hafif bir yanma hissi normaldir ve genellikle kısa süreli olarak azalır. Bazı kişiler IV ozon tedavisinin etkilerini hemen hissederken, bazı kişilerde bir haftaya kadar sürebilir. Tedavi sonrasında günlük aktivitelerinize geri dönebilirsiniz. Seansın miktarı genel sağlık bakımına ve tedavi edilen duruma bağlıdır. Haftada en az 3 ila 5 kez düzenli IV ozon tedavisi genellikle etkili sonuçlar getirir.

IV OZON TEDAVİSİNİN HERHANGİ BİR YAN ETKİSİ VAR MIDIR?

Enjeksiyon bölgesinde tahriş, damar iltihabı, enfeksiyon ve ozon maruziyetine karşı olası reaksiyonlar olası yan etkiler arasındadır. Bu etkilerin risk derecesi ve ciddiyeti bireysel sağlık faktörlerine bağlı olarak farklılık gösterebilir.

KAÇ SEANS IV OZON TEDAVİSİNE İHTİYAÇ VARDIR?

Seans sayısı, hastanın durumuna ve uzman hekimin değerlendirmesine göre farklılık gösterir. Kademeli olarak birden fazla seans yapmak gerekebilir. 

IV OZON TEDAVİSİ YAPARAK DİĞER TIBBI TEDAVİLERİ BIRAKMAK GEREKİR Mİ?

IV ozon tedavisi destek tedavidir. Bilimsel ve geleneksel olarak uygulanan tıbbı tedavinizin yanında devam etmelidir. Uzman hekim tarafından destek tedavi olarak uygulanır.  

OZON TEDAVİSİ FİYATLARI

Ozon tedavisinde kişiye ve uygulamalara göre fiyatlar değişmektedir. Fakat genel olarak seans ücreti bazında sınırlanabilir. Seans sayınıza göre bütçesi de değişecektir. Tedavinizdeki ek takipler de maliyetlerini değiştirebilir. Bu nedenle ücretler birçok dinamiğe bağlı olarak değişebilmektedir diyebilirim.  

Detaylı bilgi için kliniğimizi arayabilir uygulama ve genel ücretlendirmeler hakkında bilgi alabilirsiniz.

" Gerçek zenginlik sağlıktır. "

" Sağlığınız bir yatırımdır; onu bir tüketim malzemesi yapmayın."

" Sağlığınızı önemsemek bencillik değildir. Sizin sağlığınız hem siz hem çevreniz için değerlidir. "

" Uzun ve zor görünen yolculuklar önce adım atmakla başlar."

" Bedenimiz sandığımızdan çok daha zengin ve değerlidir."

" Mitokondri, hücresel işlevi ve temel olarak tüm biyolojik süreçlerimizi yürütmek için enerji yaratmada önemli bir rol oynar. Fonksiyonel Tıp için mitokondri tedavi süreçlerinde en alanlardan biridir. "

" Sağlığa giden yol, iyi bağırsaklardan geçer!"