Tiroidle ilgili hastalıkların sayısı oldukça fazladır. Fakat genellikle klasik tıp anlayışında sanki tek tip tiroid hastalığı varmış gibi yaklaşılarak tüm çeşitlerine aynı tedavi süreci uygulanır.
Oysaki Tiroid hastalığı gibi görünen fakat direkt tiroidin bozulmasına ilişkin olmayan birçok hastalık da mevcuttur. Çoğu zaman bağışıklık sisteminin bozulması ve tiroidi düşman kabul etmesi sonucu oluşan tiroid hastalıklarında genel yaklaşım, sadece eksik tiroid hormonunun verilmesi bazen de fazla hormonun azaltılması şeklinde ilerler. Halbuki tedavi edilmesi gereken sistem BAĞIŞIKLIK SİSTEMİDİR. Çünkü burada bozulmuş yapı tiroid bezi değildir. Tiroid bezi yoldan çıkmış bağışıklık sisteminin hedefidir. Tiroide savaş açan bağışıklık sistemine hiç odaklanmadan savaşı bitirmeyi düşünmeden sadece eksilen yada yükselen hormonu dengelemeye çalışmak tek yönlü ve yetersiz bir yaklaşımdır. Bu nedenlerle tiroid hastalıklarının tedavisinde ve takibinde tek kriter hormon seviyesi olmamalıdır.
Bu hastalıklar değerlendirilirken mutlaka tüm vücut bütünsel olarak incelenmeli, detaylı tetkiklerle hastalığın ana nedenleri saptanıp düzeltilmeli ve tedavide buna göre planlanmalıdır. Aksi halde standart tedavilerde bozulan bağışıklık sisteminin düzeltilmemesi nedeniyle hormon dengesi sağlanmaya çalışılsa bile orta / uzun vadede verimsizlik ve semptomların düzelmediğini görmekteyiz.